top of page
Göç Destek Programı

Üçüncü Dünya ülkelerinde yaşanan siyasi ve etnik çatışmalar, çevre felaketleri ve küreselleşmeyle gelen gelir eşitsizliğinin önemli yan ürünlerinden biri de göç olgusudur. Türkiye 1980 sonrası dönemde uluslararası göç akımlarının uğrak yeri olmuştur. Bu göçmenler içerisinde Batı ülkelerine geçmek amacıyla Türkiye’yi geçiş yeri olarak kullanmak isteyenler, sığınmacılar, yerleşmek için gelenler, çalışmak için gelenler ve insan ticareti mağdurlarını görmek mümkündür.

İKGV, sığınmacı ve mültecilere 2001 yılından bu yana yasal danışmanlık ve 2002 yılından bu yana psikolojik danışmanlık vermeye başlayan ilk sivil toplum kuruluşudur. Bu pilot çalışmaların ardından 2003 yılından başlayan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve İKGV işbirliği ile psikolojik destek hizmetleri İstanbul ve Ankara’da da sürdürülecek şekilde genişletilmiş ve yaygınlaştırılmıştır. 2007’den itibaren de sosyal danışmanlık hizmetleri mevcut programa dahil edilmiş olup İstanbul ve Ankara mülteci ofislerinde görev yapan sosyal çalışmacılar, psikolog ve tercümanlar tarafından sürdürülmeye başlanmıştır.

 

Türkiye’de mülteciler önceden belirlenmiş kentlere yerleştirilir. Çoğu zaman bu illerde herhangi bir sosyal destekten yoksundurlar. Bu illerdeki yerel yönetimler ve kurumlar da kentlerindeki mültecilerin ihtiyaçlarından haberdar değillerdir. Bir durum saptama araştırmasını takiben, 2007 yılında İKGV sosyal çalışmacıları Ankara ve İstanbul’a ek olarak 3 kentte ikamet eden sığınmacı ve mültecilere sosyal destek sunmaya başlamışlardır. 2010 yılında bu program Van ve Ağrı olmak üzere iki yeni ile genişletilmiştir. Bu programın amacı hedef grubun incinebilirliğini azaltmak ve sosyal desteği güçlendirmektir.

Sosyal çalışmacılar tercümanlar aracılığıyla hedef grubun sağlık, eğitim ve diğer hizmetlere erişimini sağlamaktadırlar. Aynı zamanda yerel yönetim ve kurumların mülteci hakları konusunda farkındalıklarını arttırmaya ve savunuculuğa yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

İKGV, 7 ilde sığınmacılar ve mültecilerin ihtiyaçlarının giderilmesi için yerel otoriteler ve STK’lar arasında düzenli irtibatlar kurmuştur. Bu sayede sosyal yardımlaşma vakıfları, devlet hastaneleri, belediyeler, valilikler, STK’lar ve hayırseverler sığınmacı ve mültecilerin maddi ihtiyaçlarını, sağlık giderlerini, ilaç masraflarını, barınmalarını, giyimlerini, beslenme ve hijyenik malzeme ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.

İKGV, insan hakları ve savunuculuk yapan STK’ların sığınmacı ve mültecilere koruma sağlama kapasitelerinin artırılmasına yönelik olarak da çalışmaktadır ve hedef gruba hem koruma hem destek sağlayan kilit bir aktör görevindedir. STK’ların, sosyal ve sağlık hizmet sunucularının ve halkın bilgilendirilmesi, mültecilere koruma sağlanmasını güçlendirmiştir. İKGV’nin çalışmalarından önce sığınmacı ve mülteci konuları hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan kişi ve kurumlar bilgilendikten sonra uygun desteği sunmaya başlamışlardır. Uluslararası standartlar ve insan hakları araçları hakkında farkındalık oluşması da toplumda bu grubun kabulünü artırmıştır.

Bu program çerçevesinde mülteciler güvenli ve rahat bir ortama kavuşturularak problemleri, duyguları ve endişeleri hakkında konuşabilecekleri; Türkiye’de sığınma süreciyle ilgili doğru, gerçekçi ve sorumlu bilgi alabilecekleri bir çevreye sahip olmuşlardır. İKGV proje çalışanlarından aldıkları olumlu geri bildirimler ve savunuculuk hizmetleri ile de bu geçiş sürecinde karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerine yardımcı olunmaktadır.

 

Vakfımızın 2002 yılında başlattığı sığınmacı ve mültecilere destek çalışmaları 2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş nedeniyle yeni bir ivme kazanmıştır. İç savaş nedeniyle Ülkemize sığınan insanlar önce sınır kentlerine yerleştirilmiş, sonrasında diğer illere gitmelerine izin verilmiştir. İstanbul bu iller arasında en fazla geçici koruma statüsünde mülteci barındıran il konumundadır. İstanbul’daki Suriyeli mülteci sayısındaki artış nedeniyle 2014 yılında ikinci bir destek ofisinin açılması gerekli görülmüş ve Esenler’de sadece geçici sığınmacı statüsündeki Suriyelilere hizmet sunan Esenler Çok Amaçlı Destek Merkezimiz açılmıştır.

Esenler Çok Amaçlı Toplum Merkezi

İKGV Esenler Çok Amaçlı Destek Merkezi, geçici korunma altındaki Suriyelilere psiko-sosyal, yasal danışmanlık ve destek, savunuculuk, toplum merkezi çalışmaları gibi farklı alanlarda hizmet sunmak amacıyla 2014 yılında kuruldu ve hizmet sunumu devam etmekte.

Suriyelilere destek biriminin kuruluş aşamasında önce Esenler’de beş katlı bir bina bulundu. Bu bölgenin seçilmesinde ilçenin göç öyküsü belirleyiciydi. Esenlerin İstanbul’un en yoğun iç- dış göç alan ve otogar gibi ulaşımın merkez bölgelerinden biri olması temel etkendi. Birimde gerekli hazırlıklar tamamlandıktan sonra 24 Aralık 2014’te açılış yapılarak Ocak 2015 ortalarında başvurular alınmaya başlandı. İşler küçük bir ekiple mülteci koruma ağırlıklı olarak başladı. Mülteci danışmanları, onlara destek veren tercümanlar, üç psikolog, resepsiyonist, güvenlik görevlisi ve proje yöneticileri göreve başladılar. Zaman içinde ekibin genişleyip otuz beş kişiye kadar çıktığı da oldu. Fonlara, bütçeye, yapılan işlere göre daha az ekip üyesi ile de çalışıldı. Hizmet sunumu ve olgu yönetimleri sırasında yasal mevzuata uygun şekilde, konu ile ilgili resmi kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak çalışılmakta. Başlangıçta adı İKGV Esenler Suriyeli Mültecilere Destek Birimi iken geçirdiği değişim nedeniyle günümüzde İKGV Esenler Çok Amaçlı Destek Merkezi adını kullanmakta.

Esenler Merkez açılıp ve başvurular arttıkça, 2015 Mart ayından itibaren merkeze yalnız kadınların, yalnız annelerin yaptığı başvurular da arttı. Her ay on yalnız kadının başvurusuyla birlikte ekip içinde bu kadınlar için farklı düzeyde sosyal desteğin gerekliliği konuşulmaya, tartışılmaya başlandı. Kadınların birbirlerini tanımaları, desteklemeleri için “kadın dayanışma grubu” kurularak toplum merkezi çalışmalarının ilk adımları atıldı. 

İlk etkinlikler çok planlı, programlı olmadığı gibi bunlara ayrılan özel bir bütçe de yoktu. Ancak “mülteci koruma” faaliyetlerinin tek başına, mültecileri desteklemekte yetersiz kalması, toplum merkezi çalışmalarının planlanmasını, çeşitli atölye etkinliklerinin oluşturulmasını, geliştirilmesini zorunlu kıldı.

 

Ayrıca Esenler Merkez çalışanlarının ortak dil kullanması, benzer yaklaşım ve anlayışa sahip olması amacıyla çeşitli üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde hizmet içi eğitim programları yapıldı. Travma ve mültecilerle çalışma, Türkiye’de mülteciler ve sağlık sistemi, Suriyeli LGBTİ bireyler, sorunlar ve çözümleri gibi konularda bilgilendirme, tartışma oturumları düzenlendi.

 

Hükümet kuruluşları, yerel yönetimlerin yetkilileri, UNHCR, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile sorunları tartışmak, farkındalığı artırmak amacıyla çeşitli toplantılara katılım sağlandı, bazılarına ev sahipliği yapıldı. Bu süreçte ulusal ve uluslararası konuklar da Esenler Merkez’i ziyaret edip hizmetler hakkında bilgi aldılar.

 

Üstelik 2016-2017 yılları, Suriyelilere ilginin yoğun olduğu yıllardı. Bu yıllarda toplumsal cinsiyet, ayrımcılık odaklı çalışmalar toplumun çeşitli grupları tarafından da çok destek görmekteydi. Çeşitli kurumlarla konserden, sağlık seminerine dek uzanan ortak programlar yürütülmeye başlandı.

 

Mültecilerle çalışma savunuculuk yapmayı gerektiren alanlardan biri. Hizmet sağlayarak savunuculuk yapmak, savunuculuk faaliyetleri içinde tanımlanan rollerden biri. Esenler Merkez bu rolü üstlenerek çalışan sivil toplum kuruluşlarından biri.

 

Kaynaştırıcı, farkındalık artırıcı ve çözüme yönelik her türlü girişim mülteci koruma ile ilgili savunuculuğun bir parçası. Savunuculuk için çeşitli toplantılara katılmak, bu toplantılarda yürütülen etkinlikleri tanıtmak, konser, gösteri, festival, konferans düzenlemek, çeşitli eğitimler vermek gibi her türlü fırsatı kullanmak gerekmekte. Mültecilerin sahada yaşadığı sorunları gözlemleyip anlayıp yetkililere taşıyıp çözüm bulmada arabuluculuk yapmak, kamu kurumları yerel yönetimlerle iletişimi güçlü bir şekilde sürdürmek hem mülteci koruma hem de savunuculuk adına devasa bir etkinlik alanı.

 

Rengarenk elbiseleri, kırmızı burunları, komik kocaman ayakkabıları, uzun tahta bacakları ile sınır tanımayan palyaçoların etraflarında gülen, çığlıklar atan, kaynaşmış Suriyeli, Türk çocuklar… Esenler Belediyesi ile birlikte düzenlenen 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü çocuk festivalindeki anlardan biri. Bu örnek, savunuculuk için en çarpıcı örneklerden birini oluşturmakta. Başka bir örnek ise Mardin’de faaliyet gösteren Sirkhane Sosyal Sirk ve Sanat Okulu’ndan Suriyeli gençlerin bu festivale konuk olmaları. 15-16 yaşlarında Suriyeli sirk eğitmenleri, jonglörlük, akrobasi, tahta bacakla yürümek gibi birçok eğlenceli işler öğrenmişler. Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen mülteci çocukların, savaşın getirdiği olumsuzlukları atlatmalarına ve hayal dünyalarının gelişmesine, kendileri de mülteci olan çocuklar destek oluyorlar. Sadece eğlendirmiyorlar, öğretiyorlar da. Mültecilerin sorunlarını dile getirmeye, çözüm önerileri geliştirmeye olanak sağlayan etkinlikler bunlar.

 

Mültecilerin kağıt üzerinde pek çok hakları var, ancak gerçekle kağıdın uyuşmadığı paralel gitmediği durumlar yaşanabiliyor. Mülteci koruma sistemi kocaman bir mekanizma-dişlilerin bazısı kırık olabiliyor. Örneğin mültecinin sağlık hizmeti alma hakkı var, ancak sağlık kurumunda dilini bilen bulamayabilir, kendisi de dil bilmiyorsa, temel bir iletişim sorunu ve sağlık hizmeti alamama söz konusu oluyor. Tercüman hizmeti sağlayan bir sivil toplum kuruluşu, mültecinin sağlık desteğine ulaşmasını sağlayabiliyor. Bu örnek, alışık olduğumuz savunuculuğun dışında gibi görünebilir. Oysa çeşitli erişimlerin önündeki engellerin aşılmasına dair küçük girişimler bile önemli bir destek.

 

Mültecilere koruma hizmeti sunan sivil toplum kuruluşlarını, bu mekanizmanın kırık dişlilerine nefes aldıran, kolaylaştıran birimler olarak tanımlamak yanlış olmaz. İKGV Esenler Çok Amaçlı Destek Merkezi sunduğu mülteci koruma hizmetinin yanı sıra sosyal etkinlik, toplum merkezi çalışmalarıyla Suriyeli mültecilere hayatta kalmaları için ortam sunuyor.

 

Bu merkezdeki eşit davranış, etkili iletişim, mültecilere kendilerini iyi hissettikleri güvenli bir alanda var olma fırsatı veriyor. Suriyeli mülteciler de her fırsatta bunu dile getiriyorlar. Bu olumlu ortamın oluşması kesinlikle rastlantısal değil. Destekleyici ortamın arkasında İKGV’nin her kademede çalışanını olumlu yönde etkileyen, eşitlikçi, yeniliklere, gelişime açık olma yaklaşımının önemli payı var. Bu yaklaşımın temelleri ise anlamak, diyalog ve çözüm üretmek üzerine kurulu. Alp’in deyimiyle, halay başı ile halayın her üyesi birbirleriyle uyumlu çalışınca, ekip çalışması gerçekleşiyor ve yapılanlar farklı bir değer buluyor.

bottom of page